Ekonomi

“Ev sahipleri ve kiracıların haklarını bilmesi çok önemli”

Avukat Ali Alper Tüfekçi, dünya genelindeki enflasyonist dönemde hem ev sahiplerinin hem de kiracıların haklarını bilmelerinin değerli olduğuna işaret ederek, “Her iki tarafın ortak paydada buluşması, kiralama sürecini uyum içinde geçirmelerini sağlayacaktır. “

Kira, kiralanan yeri kullanan kişinin kararlaştırılan kirayı ödemeyi kabul ettiği yazılı bir sözleşmeye tabi olmayan bir sözleşme türüdür. Bazı durumlarda kiracılarla bir takım iddialarda anlaşamayan konut ve iş yeri sahipleri, sözleşme bitiminde kiracılarını tahliye etmek isteyebiliyor. Bu tür bahislerle ilgili detaylı bilgi veren ve vatandaşları uyaran Avukat Ali Alper Tüfekçi, sözleşmenin yazılı şekil kuralına bağlı olmadığı için her iki tarafın da haklarını iyi kavraması gerektiğine dikkat çekti. Bilinçli olmanın tahliye ve TEFE-TÜFE artışının uygulanabilirliği açısından çok değerli olduğunu vurgulayan Tüfekçi, vatandaşlara kira sözleşmelerini yazılı yapmalarını ve TEFE-TÜFE artışını ek kira sözleşmesine bağlamalarını tavsiye etti.

“Elden ödenen kira bedeli karşılığında tarafların yazılı imzalarının bulunduğu belge alınmalıdır”

Avukat Ali Alper Tüfekçi yazılı sözleşmelerde dikkat edilmesi gereken bazı noktalara değindi. Kiranın ödenme durumu hakkında da bilgi veren Tüfekçi, “Yazılı sözleşme istendiğinde, ‘Kiracı zaten isterse TEFE-TÜFE ortalamasındaki artışı kabul ve taahhüt eder’ olmasına dikkat edilmelidir. “Kira süresi sonunda kiralanan konutta yaşamaya devam etme” yerine, “Kiralama süresi sonunda kiracı” ifadesinin yer alması daha koruyucu olacaktır. Yeni kira bedelinin yıl sonunda ilan edilen TEFE-TÜFE ortalaması kadar artırılması halinde taraflarca yeni kira bedeline göre ek kira sözleşmesi hazırlanacak ve imzalanacak. Kira konusunda değinilmesi gereken bir diğer konu da kiradır. Bedelin ödenme şeklidir. Konut sahipleri kirayı bankadan yatırmak yerine elden almak istediklerini belirtebilirler. bu gibi durumlarda ödenen bedel karşılığında tarafların imzasını taşıyan yazılı bir belge alınmalıdır. Çünkü para elden ödendiğinde, kiracının parasını almadığını iddia eden mesken sahibi aleyhine yazılı bir ispatı olmadıkça, Yargıtay içtihatlarına göre kira ödenmemiş sayılır. Ayrıca Maliye Bakanlığı tarafından yayınlanan açıklamaya göre 500 TL üzerindeki kira gelirlerinin bankaya yatırılması zorunludur.

“Tahliye davasının kiralananın bulunduğu yer Sulh Hukuk Mahkemesinde açılması gerekir”

Tüfekçi, ev sahibi kendi ihtiyacını gerekçe göstererek kiracıyı tahliye etmek isterse bunu mahkeme önünde ispatlaması gerektiğini söyledi. Bu gibi durumlarda evin sahibi, evine gerçekten ihtiyacı olduğunu mahkemede kanıtlamak zorundadır. Örneğin bakıma muhtaç yaşlı bir annesi olduğunu veya başka bir konutu olmadığını ispat etmesi yeterlidir. Diğer konu ise kira sözleşmesidir. Kira sözleşmesinin imza tarihi ile aynı olan kira taahhütlerinin, Yargıtay yerleşik içtihatlarında da kabul edildiği üzere geçerliliği yoktur” dedi.

“Kiracının dava yolu ile tahliyesi ve kira sözleşmesinin feshi belirli hallerle sınırlıdır”

Kiracının tahliyesine ilişkin süreçten de bahseden Avukat Ali Alper Tüfekçi, konuşmasını şöyle sonlandırdı:

“TBK’da kiracının tahliyesine ilişkin düzenlemeler iki ana başlık altında düzenlenmiş olup ihbarlı tahliye ve davalı tahliye davaları olarak ikiye ayrılmıştır. TBK’nın 347. maddesinde yer alan ihbarlı tahliyeye ilişkin hükümler ve aşağıdaki ve TCO 350 maddelerinde dava yolu ile tahliye ve aşağıdaki maddelerde yer almaktadır: Kiracının ihbarlı tahliye olabilmesi için taraflar arasındaki kira sözleşmesinin en az 10 yıldır yürürlükte olması ve TCO 347’deki diğer kuralların yerine getirilmiş olması gerekir. • Dava yolu ile tahliye davalarında kanunda sayılan tahliye sebeplerinin varlığı zorunludur.Kira sözleşmesi ihbar ile feshedilebileceği gibi TCO 350 ve devamında düzenlenen kuralların oluşması halinde dava yolu ile de feshedilebilir. kira sözleşmesinin dava yolu ile feshedilmesi de kanunda sayılan hallerle sınırlıdır, yani kanunda yer almayan özel bir sebebe dayanılarak kiracının dava yoluyla tahliyesi mümkün değildir. Kiraya verenin konut veya işyeri ihtiyacı, yeni malik ihtiyacı, yeniden inşaat veya imar, tahliye sözleşmesine dayalı tahliye, kira bedelinin ödenmemesi nedeniyle iki haklı ihtar sonrası tahliye, veya eşinin aynı semtte ikametgahı varsa, kiracının dava yoluyla tahliyesi kanunda sınırlıdır. olarak sayılır.” – İSTANBUL

haber-eldivan.xyz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu